- kapanmış
- adj. closed, shut, cicatriced, enclosed
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
bütmiş — kapanmış, iyileşmiş (yara) I, 245bkz: yetmiş … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yetmiş — kapanmış, iyileşmiş (yara) I, 245bkz:bütmiş … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
Müslüm Gürses — (* 7. Mai 1953 in Fıstıközü, Provinz Şanlıurfa; bürgerlich Müslüm Akbaş) ist ein türkischer Schauspieler und Sänger. Seine Lieder werden zur Musikrichtung des Arabeske gezählt, wobei sich jedoch auch zahlreiche türkische klassische und… … Deutsch Wikipedia
addetmek — i, der, esk., Ar. ˁadd + T. etmek Saymak Üftade artık meseleyi kapanmış addediyor. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
duyumsamak — i Duyular aracılığıyla bir şeyi algılamak Boğaziçi nde yaşayan bir insan, kendisini kapanmış, bütünleşmiş bir mekânda duyumsar. A. Boysan … Çağatay Osmanlı Sözlük
hariciye — is., esk., Ar. ḫāriciyye 1) Devlet yönetiminde dış işleri Avrupa hariciye memurlarından başkaları için kapanmış, bilinmez ve yasak bir yerdi. A. Ş. Hisar 2) tıp Ameliyatı gerektiren hastalıklarla ilgilenen hekimlik kolu 3) tıp Hastanelerde bu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kadife — is., Ar. ḳaṭīfe 1) Yüzeyi belirli uzunlukta bırakılmış ham madde lifleriyle kaplı, parlak, yumuşak kumaş 2) sf. Bu kumaştan yapılmış, bu kumaşla kaplanmış Camları kapanmış bir arabanın yumuşak kadife minderleri, o çıplaklığa karşı, zavallı adamı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapalı — sf. 1) Kapanmış olan, açılmamış, mestur, açık karşıtı 2) Geçilmez durumda olan 3) Çalışma süresi sona ermiş (iş yeri) 4) Başı örtülü (kadın) 5) Açık ve kesin söz kullanmadan söylenen, müphem 6) Gizli, saklı Meclisler, iç tüzük hükümlerine uygun… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapanık — sf., ğı 1) Kapanmış 2) Sisli, bulutlu Bütün varlığı bu kapanık havada tıpkı bahçenin son gülleri gibiydi. A. H. Tanpınar 3) mec. İç karartıcı, ruh sıkıcı Yağmurlardan, rutubetten içinde paslı, kapanık ve sıkıntılı bir duygu belirmişti. H. E.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapanmak — nsz 1) Kapalı duruma gelmek Son basamağı aştığım zaman, babanın kapısı hızla yüzüme kapandı. Y. Z. Ortaç 2) e Dışarı ile ilişiğini kesmek Rahatça çalışmak istediğim zamanlar buraya kapanırım ve kimse girmesin diye bazen içeriden de kapıyı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kenetli — sf. 1) Kenedi olan 2) Kenetle birbirine bağlanmış bulunan, kenetlenmiş olan 3) mec. Birbirinin içine geçerek sıkıca kapanmış Birleşik Sözler ağzı kenetli … Çağatay Osmanlı Sözlük